Haberler
BASIN İLAN KURUMU - ilan.gov.tr
“GÖÇMENLER, DOĞRU POLİTİKALARIN GELİŞTİRİLMESİ HALİNDE EKONİMK VE SOSYAL YAPIYA OLUMLU KATKI SUNABİLİRLER”
29 Nisan 2025 17:08
Prof. Dr. M. Lütfü Çakmakçı Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen törene, Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı ve Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Lütfihak Alpkan, İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaş, Isparta Valisi Abdullah Erin, Isparta Milletvekili Mehmet Uğur Gökgöz, Isparta Milletvekili Hasan Basri Sönmez, Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, Isparta Belediye Başkanı Şükrü Başdeğirmen, SDÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saltan, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Mehmet Gençtürk, Prof. Dr. Alim Koşar, Prof. Dr. Nihat Ayyıldız, Sivil Toplum Kuruluşu Temsilcileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.
Tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından SDÜ Akademik Oda Orkestrası tarafından sunulan müzik dinletisi ile başladı. Dinletinin ardından açış konuşmalarına geçildi.
SDÜ REKTÖRÜ PROF. DR. MEHMET SALTAN:
“Bugün burada, Türkiye'de ilk kez göçmen istihdamını odağa alan ve farklı kesimleri buluşturan çok yönlü bir Çalıştayı başlatmanın heyecanını yaşıyoruz. Bu etkinlik, üniversitemizin toplumsal sorumluluk anlayışının güçlü bir yansımasıdır. Türkiye'de bu konuda bugüne kadar düzenlenen en kapsamlı etkinliklerden birine ev sahipliği yapmaktan büyük gurur duyuyoruz.” dedi. Türkiye'nin sadece bir geçiş ülkesi değil, milyonlarca insan için bir sığınak ve yeni bir yaşam umudu haline geldiğini belirten Prof. Dr. Saltan, göçmenlerin barınma, eğitim ve sağlık haklarının yanında, istihdama katılımlarının da bireysel onurlarını korumak ve toplumsal uyumu güçlendirmek açısından hayati önem taşıdığını dile getirdi. Çalıştay kapsamında tarım , inşaat, tekstil, imalat ve girişimcilik gibi sektörlerde odak grup toplantıları gerçekleştirileceğini aktaran Prof. Dr. Saltan, “Göçmenlerin iş gücü piyasasındaki rolünü yalnızca bir veri seti olarak değil, aynı zamanda bir toplumsal gerçeklik, bir fırsat alanı ve yönetim sorumluluğu olarak ele alıyoruz.” diye konuştu. Prof. Dr. Saltan, Çalıştay'da, gönüllü, güvenli ve onurlu geri dönüş süreçlerinin iş gücü piyasasına etkilerinin de ilk kez kapsamlı bir şekilde ele alınacağını ifade etti.
MİLLETVEKİLİ MEHMET UĞUR GÖKGÖZ:
Türkiye'nin tarih boyunca zulme uğrayan, savaştan kaçan mağdur ve mazlum bireylere kapılarını açan bir ülke olduğunu söyledi. Milletvekili Gökgöz, “Ülkemiz, coğrafi konumu ve beşeri, kültürel bağları sebebiyle göç hareketlerine maruz kalmış ve bu hareketleri güzel bir şekilde yönetmiştir. Bizler, dil, din ve ırk ayırt etmeden yerinden edilen mazlumlara kapımızı açtık ve bugün de onlara ev sahipliği yapıyoruz.” dedi. Suriye'deki iç savaşın 2011 yılında başlamasının ardından Türkiye'ye sığınanlara ev sahipliği yapmanın, vicdani sorumlulukları olduğunu belirten Gökgöz, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışıyla, hiçbir çıkar amacı gütmeden, yalnızca vicdani sorumluluk bilinciyle ev sahipliği yapıyoruz.” şeklinde konuştu.
BELEDİYE BAŞKANI BAŞDEĞİRMEN:
Türkiye'nin göçmenlere yönelik yaklaşımını ve çalıştayın gelecekteki politika gelişimindeki rolünü vurguladı. Başdeğirmen, “Bu kıymetli organizasyon sadece yerel değil, ulusal düzeyde de çok önemli sonuçlar doğuracak bir buluşmadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde ülkemiz, zorluklar karşısında insanlığın vicdanı olmayı başarmış bir ülkedir.” dedi. Çalıştayda, farklı sektörlerdeki iş gücünün rolü ve gönüllü, güvenli geri dönüş süreçlerinin sosyal etkilerinin analiz edileceğinin altını çizen Başdeğirmen, “Çalıştay sadece bugünü değil geleceğin politikalarını da şekillendirecek çok katmanlı bir platformdur. Bizler göç olayına insanlık ve kalkınma perspektifinden bakıyoruz. Göç bir zorunluluksa bizler o insanların yanında olmayı sürdüreceğiz. ” diye konuştu.
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKAN YARD. ROF.DR. LÜTFİHAK ALPKAN:
“Bakanlık olarak ulusal ve uluslararası iş gücünün güvenli, güvenceli ve kayıtlı iş hayatına katılımının büyük önem taşıdığını belirterek, “Bu iki unsurun dengelenmesi ve adil bir şekilde çalışma hayatına entegre edilmesi bizim vizyonumuzun bir parçasıdır.” dedi. Suriye başta olmak üzere İran, Afganistan ve Türkmenistan gibi ülkelerden gelen göçmenlerin Türkiye iş gücüne katıldığını ve bu kişilere adil, tatmin edici iş olanakları sağlanmasının önemine değinen Prof. Dr. Alpkan, “İş gücünü daha verimli hale getirebilmek için çalışmalar yapıyoruz ve bu çalıştayın bu süreçte katkı sağlayacağına inanıyorum.” diye konuştu. Prof. Dr. Alpkan, uluslararası iş gücü örgütü ILO'nun da bu süreci çok önemsediğini belirterek, yavaş yavaş düzensiz göçün kayıt altına alınmaya başladığını, bürokratik işlemlerin dijitalleştirildiğini ve işverenlerin ulusal ve uluslararası iş gücüne insana yakışır işler sunmadaki çabalarının kritik önem taşıdığını vurguladı. Prof. Dr. Alpkan, “2030 sonrasını öngörmek ve bu doğrultuda tedbir almak bizim görevimiz. Bu çalıştayın, öngörülerin oluşturulmasında ve alınacak tedbirlerde önemli katkılar sağlayacağına inanıyorum.” şeklinde konuştu.
İÇİŞLERİ BAKAN YARD. MEHMET AKTAŞ:
“Türkiye'nin göç yönetimi politikalarının insan hakları odaklı ve hukuki ilkelere dayalı olduğunu belirtti. Aktaş, Türkiye yüzyılında göç stratejilerinin, kamu güvenliğini ihlal etmeden, milli öncelikler doğrultusunda şekillendirildiğini vurguladı. Aktaş, zorla yerinden edilen insanların acılarını görmezden gelmeden, güvenliği sağlarken dengeli bir devlet aklıyla hareket ettiklerini söyledi. Göç yönetiminde uluslararası koruma ve geçici koruma gibi konuların ayrıntılı olarak düzenlendiğini belirten Aktaş, Türkiye'nin göç anlayışının insani değerlerle uyumlu olduğunu dile getirdi. Türkiye'nin etkin bir sistem geliştirdiğini ve bu sistemin uluslararası hukuka uygun şekilde işlediğini ifade eden Aktaş, Suriyeli göçmenlerin gönüllü, güvenli ve onurlu bir şekilde geri dönüş yapmalarını hızlandırmak için sınır kapılarında 7/24 çalışma sistemi kurulduğunu aktardı. Mobil göç araçları uygulamasına da değinen Aktaş, Türkiye'de 81 ilde toplam 270 mobil göç aracının görevde olduğunu, bu araçların dünya genelinde tek örnek olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ve İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya'nın yönetiminde göç yönetiminde insan merkezli, güvenlikten taviz vermeyen bir model oluşturulduğunu belirten Aktaş, teknolojik ve sosyal gelişmelerle uyumlu, dinamik bir göç anlayışının Türkiye yüzyılı hedefleri doğrultusunda devam edeceğini vurguladı.
ISPARTA VALİSİ ABDULLAH ERİN:
Şanlıurfa Valiliği döneminde edindiği tecrübeleri paylaşan Vali Erin, hızlı nüfus artışının yarattığı eğitim ve sağlık altyapısı baskılarına dikkat çekti. Göçmenlerin istihdamına ilişkin yasal düzenlemeler ve kayıt dışı ekonomiyle mücadelede atılan adımları aktardı.
Vali Erin,“2016-2017 yıllarında Şanlıurfa Valiliğine atandığımda, Şanlıurfa'nın 2-3 milyonluk nüfusuna kısa sürede 550 bin Suriyelinin eklendiği bir dönem yaşandı. Zaten genç nüfus yapısına sahip olan ve yüzde 20'lerin üzerinde genç işsizliğiyle mücadele eden Şanlıurfa'ya böyle bir yükün eklenmesi, ciddi bir eğitim ve sağlık altyapısı baskısı oluşturdu. İki yıl içinde 450'den fazla okul yapılmasına rağmen, ikili eğitim devam etti.
Türkiye'de yabancı işçilerin çalışma haklarını düzenleyen en kapsamlı yasa 2003 tarihli 4817 sayılı Yasadır. Ancak bu yasa 2011 sonrası gelişmelere yeterli gelmediğinden 2013'te 6458 sayılı Yasa çıkarılmış ve Suriyelilere geçici koruma statüsü tanınmıştır. 2016 yılında ise Uluslararası İşgücü Kanunu ve geçici koruma altındakilere ilişkin çalışma yönetmelikleri yürürlüğe girmiştir. Kayıt dışı ekonomi ve kayıt dışı istihdam, gelişmekte olan ve az gelişmiş ülkeler için hâlâ temel bir problemdir. Bu sorunla mücadelede dünya genelinde etkili uygulamalar vardır. ILO, Avrupa Birliği ve OECD ülkeleri tarafından geliştirilen yöntemlerden yararlanarak Türkiye'de de benzer uygulamaların hayata geçirilmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda, yasal altyapının hızlıca oluşturulması, bilinçlendirme faaliyetlerinin artırılması, işveren üzerindeki mali yüklerin azaltılması, etkin ve caydırıcı denetim mekanizmalarının devreye alınması önem arz etmektedir.” dedi.
“İl Bazlı Çözüm Odaklı
Çalışmalar Hızlandırılmalıdır”
Göçmen entegrasyonunun sağlanmasında kurumlar arası iş birliğinin önemine değinen Erin, kapsamlı veri eksikliği sorununa da işaret etti. Tüm kurumların ve özel sektörün birlikte hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Vali Erin, “Özellikle Suriyeli nüfusun yoğun yaşadığı bölgelerde üniversiteler, meslek kuruluşları ve özel sektörün daha fazla araştırma yapması gerekmektedir. Şanlıurfa Valiliğim dönemimde, Murat Erdoğan hocamızla birlikte Şanlıurfa'da 550 bin Suriyeli ile 2,5 milyon Urfalının birlikte yaşadığı koşulları değerlendiren kapsamlı bir saha araştırması gerçekleştirdik. Bu araştırmada, güvenlik, ekonomi, sosyal uyum, eğitim ve sağlık gibi birçok alanda yaşanabilecek riskler ortaya konulmuş ve ilgili kurumlarla paylaşılmıştır. O dönemde kurulan diyalog mekanizmaları, işveren ve iş dünyası ile yapılan entegrasyon çalışmaları sayesinde Şanlıurfa'da büyük problemler yaşanmamıştır. Bugün burada gerçekleştirilen çalıştayın da gecikmeli de olsa son derece yerinde olduğunu düşünüyorum. Ancak elimizde hâlen yabancı işgücü ve geçici koruma altındaki Suriyelilere ilişkin güncel ve kapsamlı iş gücü profili envanterleri bulunuyor mu, ondan emin değilim.” şeklinde konuştu.
TBMM İNSAN HAKLARI İNCELEME KOM. BAŞK. Eski Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı DERYA YANIK: Göç ve uyum politikalarının çok yönlü bir bakış açısıyla ele alındığını söyledi. Yanık, bu tür toplantıların alanda görev yapan kurumlar, akademisyenler, uzmanlar ve sektör temsilcileri için kıymetli bir değerlendirme zemini sunduğunu belirterek, çalışmaların alana güç katacağına vurgu yaptı. İnsanların kitlesel anlamda yer değiştirmesinin sosyal, ekonomik ve siyasal sonuçlarının kaçınılmaz olduğunu belirten Yanık, Türkiye'nin bu süreçte insan merkezli bir yaklaşım sergilediğini ifade etti. “Göç, sadece bir göç politikası meselesi değil, aynı zamanda sosyal dengeyi, ekonomik sürdürülebilirliği ve toplumsal barışı da ilgilendiren bir durumdur.” diyen Yanık, her alanda uyum ve sağlıklı yönetimi ön planda tuttuklarını söyledi. Suriye'deki insani krizin Türkiye'nin yürüttüğü yardım çalışmalarını genişlettiğini anlatan Yanık, “Geçici koruma altındaki Suriyelilere güvenli bir sığınak sunarken, aynı zamanda Suriye'de insani yardım faaliyetlerini de kesintisiz sürdürdük.” şeklinde konuştu. Yanık, Suriyeli iş gücünün kayıtlı ve güvenceli istihdamının arttırılmasında önemli bir hedef olduğunu vurgularken, 200 binden fazla Suriyeliye çalışma izni verildiğini açıkladı. Suriye'deki geri dönüş süreçlerinin başladığını ifade eden Yanık, bu süreçlerin doğru yönetilmesinin önemine dikkat çekti. Türkiye'nin, Suriyelilerin geri dönüşünü güvenli ve onurlu bir şekilde sağlamaya devam edeceğini söyledi.