“Çocuğunuzun değerli ve özel olduğunu hissettirin”

14 Ekim 2020 15:35

Aynı zamanda Yeşilay Derneği üyesi olan ve Isparta’da okullarda ve kurumlarda bağımlılık konusunda konferanslar veren Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü Özel Kalem Müdürü Ahmet Aydın, Teknoloji Bağımlığı'nın en önemli nedeninin anne babanın kendi çocuğuyla nitelikli bir şekilde ilgilenmeyip çocuğunu tabletlerin, bilgisayarların eline bırakmış olması olduğunu kaydetti.

Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü Özel Kalem Müdürü Ahmet Aydın, teknoloji bağımlılığına ilişkin önemli bilgiler verdi:

TEKNOLOJİ BAĞIMLILIĞIYLA MÜCADELEDE DEVLET POLİTİKASI NASIL OLMALI ISPARTA’DA BU KONUDA SİZİN BİR ÇALIŞMANIZ VAR MI BU ÇALIŞMALARIN BOYUTU NEDİR ?

Ben yaklaşık 2 yılda 150’ye yakın konferans verdim, bağımlılıklarla ilgili bütün bağımlılıkları kapsıyor bizim yaptığımız çalışmalar bir farkındalık çalışması bir farkındalık eğitimi yani bağımlı olan bireyleri o bağımlılıktan kurtarmadan ziyade, çünkü o tedavi boyutuna giriyor bizler bir hekim veya sağlık personeli değiliz onunla ilgili bir çalışma yapmamız mümkün değil. Bizler sadece farkındalık eğitimleri yapıyoruz bu farkındalık eğitimleri aracılığıyla temel felsefemiz bağımlılarla mücadele etmenin en kolay en ucuz yolu hiç başlamamak. Devletimiz bağımlılıklarla ilgili tedavi sürecinde harcamış olduğu masrafları hiçbir vergi kalemiyle bunu geri karşılayamıyor. Dolayısıyla hiç bağımlı olmayan bireyler oluşturabilmek bizim 5 farklı modülümüz var bunlardan bir tanesi sağlıklı yaşam sağlıklı bireyler oluşturmak devletin son yıllarda Yeşilay Derneği aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2014 yılında yapılan bir protokol çerçevesinde Milli Eğitim Bakanlığı' nın rehber öğretmenleri ile Yeşilay’ın Formatör Öğretmenleri  birlikte yapmış olduğu çalışmalar okullarda bağımlılıklarla mücadele noktasında genel bir eylem planı var, özellikle de teknoloji bağımlılığı noktasında. Anaokulu, ilk ve orta okul, öğrencilerine yönelik ciddi çalışmalar yapılıyor. Yanlış bir eğitimin geri dönüşümü x2 demektir, biz iki yılda yanlış bir eğitim yaptıysak bunun geri dönüşümü 4 yıl 6 yıl gibi zaman diliminde alabiliyoruz. O yüzden 0-6 yaş bizim ülke olarak, devlet olarak, millet olarak, Milli Eğitim Bakanlığı'nın politikası olarak aslında bütün bağımlılıklarla mücadele etmenin yolu 0-6 yaş dilimi.

 Benim tezim bizim bütün bağımlılık türleriyle mücadele edebilmemiz için evlilik öncesi okulların açılması gerekiyor. Damat ve gelin adayları evlenmeden önce bir kursa tabi tutulmalı bu kursun süresini ilgili uzman belirlemeli Milli Eğitim Bakanlığı, Aile Sosyal Politikalar Bakanlığı, Üniversiteler, Gençlik ve Spor Bakanlığı ilgili yetkili kişilerin bir araya gelip bir komisyon oluşturup bir protokol yapılmalı, bir program belirlenmeli ve evlilik öncesi kurslar açılmalı. Bu kurslarda evlenecek olan adaylara belli bilgeler aktarılmalı onlara evlenebilirler diye bir belge verilmeli daha sonra evlenme akdi yapılmalı çünkü en önemli şey çocuk dünyaya getirmek değil çocuğu eğitmek çocuk dünyaya bir şekilde geliyor. Önemli olan dünyaya gelen çocuğu ben nasıl eğiteceğim yani yeni anne babalar nasıl çocuk eğiteceklerini bilmiyorlar onun için sıkıntı orada başlıyor. Aile bireyleri 6-7 yaşına kadar çocuğuna her şeyi serbest bırakıyorlar. Daha sonra çocuklarımıza hayırı öğretemiyoruz çocuklarımıza duru öğretemiyoruz diyorlar. Aslında en büyük sıkıntı bu, anne babaların çocuklarla karşı karşıya kaldıklarıiki önemli nokta var. Onlardan bir tanesi ilk okula başladıklarında çocuklar ödevlerini yapmıyorlar sürekli ödevini yap diye baskı yapıyorlar çünkü okulda öğretmenlerde çocuğunuz ödevlerini yapmıyor diye şikayet ediyorlar. Bu defa anne baba öğretmenle yüz yüze gelmemek için karşı karşıya gelmemek için bugün maalesef evlerde ödevleri yüzde 90 anne babalar yapıyorlar. İkincisi de Anne babaların çocukların karşı karşıya geldiği nokta ergenlik dönemi o zamanda yüz göz oluyorlar. Eskiden erkekler küfür ederdi şimdi ise kadın erkek eşit diye diye kızlarda küfür ve argo konuşmaya başladılar ve hatta erkekleri sollayıp geçtiler. Bu kızımız bir gün anne olacak bu annenin yetiştirdiği nesil gelecekte nasıl bir nesil olacak sokaklarda görüyorum insan utanıyor. Gencecik kızlarımız küfürlerle konuşuyor argo kelimeler kullanıyor ve bunu da küfür ve argo olarak algılamıyor normal bir konuşma şekli olarak algılıyorlar. Yanlış davranışların en büyük özelliklerinden birisi bu, bağımlılığında en büyük özelliklerinden birisi bu artık bunu yapa yapa bir gün sıradanlaşıyor ve biz onu sıradan bir davranış olarak algılıyoruz. Aslında pandemi dönemi belki dezavantajlı bir durum gibi göründü ama bu bahsettiğimiz konular üzerinde aileler eğer pandemi sürecini iyi bir şekilde değerlendirebilseydi aslında bu noktalarda küçük çocuğu olan aileler çok yol çok mesafe kat edebilirlerdi. Çünkü ilk defa çocuğunla ilk defa eşinle bir aile olarak bu süreçte bir arada durulabilindi, özellikle sokağa çıkma yasağının olduğu zaman zarflarında belki de ilk defa birbirimizin gözüne bu kadar yakından bakabildik. İlk defa birbirimizin yüzüne bu kadar bakabildik onun için çocuklarımıza dokunmak gerekiyor çocuklarımızın kalbine dokunacağız, çocuklarımızın ruhuna dokunacağız anne babalar bugün çocuklarına vermeleri gereken en önemli kazanım merhamettir. Onun için çocuklarımızın gönlüne kalbine doğduğu günden itibaren merhamet tohumunu ekmemiz gerekiyor ancak o zaman biz o çocuğu kurtarabiliyoruz. Siz çocuğunuza merhamet tohumunu ektiğiniz zaman bu çocuk yalan söylemez, argo konuşmaz, küfür etmez, anne babasını üzecek yanlış şeyler yapmaz, devletini üzecek devletinin mallarına zarar verecek şeyler yapmaz. Ama biz son yıllarda çocuklarımızın akademik başarıları üzerinde yoğunlaştık. Çocuklarımız sürekli özel okullara gönderdik, özel kurslara gönderdik, özel hocalar tuttuk, dershanelere gönderdik, ama bu çocuğumuzun manevi boyutuna hiç bakmadık. Gönlüne kalbine ne kadar dokunabildiğimize bakmadık. İstediği her şeyi aldık hatta ve hatta yemedik yedirdik, giymedik giydirdik. Akademik başarı bir yere kadar bundan 5-6 sene önce İstanbul’da adalet sarayında savcı kirazı öldüren teröristlerden bir tanesi Türkiye 12’cisiydi üniversite sınavlarında bakın çocuk Türkiye 12’cisi olmuş akademik başarıyı yakalamış akademik başarının zirvesine gelmiş ama bir cani olabiliyor. Yine bu 15 Temmuz sürecinde yaşananlar bu ülkenin askeriyesinde  insanlar üst düzeyde komutan olmuşlar ama kendi vatandaşına kendi askerine silah doğrultmuşlardır. Onun için çocuk eğitiminde merhamet çok önemli merhametli yaptık mı gerisinde problem yok, o çocuğu o zaman kurtarırsın ve yanlış bir şey yapmaz. Çocuklar yalan söylemeyi bizden öğreniyor, doğru söylemeyi bizden öğreniyor onun için çocuklarda 0-6 yaş çok önemli ve ihmal etmememiz gerekiyor gerekirse yemeyeceğiz içmeyeceğiz 0-6 yaş arasında çocuklarımıza nitelikli eğitim aldıracağız. Kendimizde sorumluluğu kreşlere göndererek, anaokuluna göndererek sorumluluğu kendi üzerimizden atmayacağız karı koca olarak çalışıyoruz eve geldiğimizde yorgun geliyoruz ama çocuklarınızla geçireceğiniz zamanın süresi önemli değil niceliği önemli değil önemli olan nitelikli zaman geçirin. Telefonsuz, bilgisayarsız, televizyonsun dış dünyadaki işlerinizi bırakıp ciddi manada çocuğunuzla her gün 30 dakika sadece onun özel olduğunu hissettirecek şekilde vakit geçirebilirsiniz. İlgilenme budur zaten gününüzün yarım saatini sadece çocuğunuza ayırın bütün ilginizi o çocuğunuza ayırın o çocuğun değerli olduğunu özel olduğunu hissettirin. Özellikle özel sektörde çalışanlar başkalarının işlerini yapacağım diye kendi öz evlatlarını kendi öz çocuklarını kendi öz ailemizi annemizi, babamızı ihmal edebiliyoruz. İşin özü çocuklarımıza en az yarım saat vakit ayırabilirsek çocuklar kendini özel hissederler. Bugün Teknoloji bağımlılığı öyle bir hale geldi ki çocuklar, insanlar, teknoloji sayesinde en iyiye de ulaşabiliyorlar en kötüye de ulaşabiliyorlar. Elimizdeki cep telefonundan her şeyi sipariş edebiliyorsun her şey kargo aracılığıyla evine kadar gelebiliyor onun için çocuklarımızın en iyi arkadaşı da teknoloji en kötü arkadaşı da teknolojidir.

 NERELERDE SEMİNERLER VERİYORSUNUZ, SEMİNERLERE KATILIMLAR TATMİN EDİCİ BOYUTTA MI ? 

Bağımlılıkları Yeşilay Derneği ve Milli Eğitim Bakanlığı 2014 yılında bir protokol imzaladılar. Ben aynı zamanda Yeşilay derneği üyesiyim, geçen dönemde de yönetim kurulu üyesiydim bu protokolde 5 modül belirlenmiş. Bu modüller Sağlıklı Yaşam, Teknoloji Bağımlılığı, Tütün Bağımlılığı, Alkol Bağımlılığı ve Madde Bağımlılığı bu modüllerin hangi yaş gruplarına nasıl anlatılması gerektiği de bu yaş grupları içerisinde belirleniyor. Yeşilay’ın uzman ekipleri tarafından ve üniversitelerdeki hocalar tarafından hazırlanmış modüller bunlar teknoloji bağımlılığını biz anaokulu çocuklarına, ilkokul çocuklarına, ortaokul çocuklarına ve diğer tüm gruplara anlatıyoruz. Fakat sigara, alkolü anaokulu, ilkokul çocuklarına bahsetmiyoruz ortaokul çocuklarına kısmen bahsediyoruz. Lise ve diğer bireylere tütün bağımlılığı ve uyuşturucudan da diğer bağımlılıklardan da bahsediyoruz. 2 yıldır Isparta’nın bütün ilçelerinde il merkezindeki birçok kurumda ve okulda bağımlılıklarla ilgili yaklaşık olarak 150’ye yakın konferanslar verdim. Bu konferanslardaki geri dönüşümlere bakacak olursak sosyal alanda sayısal alanda olduğu gibi 2x2 her zaman 4 etmeye biliyor. Hemen geri dönüşünü alamayabiliyorsunuz ama şunu görüyoruz özellikle kurumlardaki arkadaşlara geri dönüşümleri sorduğumuz zaman özellikle tütün bağımlılığında diyorum ki gençlere biz özellikle kendi üniversitemizde Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde özellikle her yıl birinci sınıf öğrencilerine bu konferansları veriyoruz ve bu 5 bağımlılık türünü aynı saat dilimi içinde veriyoruz. Konferansta gençlere diyoruz ki sigara içiyorsanız bile uyuşturucuya giden yol sigaradan geçiyor ve bakkallarda marketlerde satılan tek sigaraları alıp içmeyin yada arkadaşlarınızın ikram ettiği sigaraları da alıp içmeyin böylece hem otlakçılıktan kurtulun hemde tek tekçilikten kurtulun neden diyoruz çünkü uyuşturucuya giden yol sigarayla başlıyor. Bu yaptığımız programlardan sonra öğrenciler okul kampus alanı içerisinde okul bahçelerinde birbirlerine sigara ikram ettiklerinde sen hocanın dediğini duymadın mı senin verdiğin sigarayı içmeyeceğim diyorlar.  Tek tek soru cevap yaptığımız zaman ailelerinde davranış bozukluğu olanlar çıkabiliyor. Her gittiğimiz konferansta ailesinde özellikle madde bağımlılığı noktasında bir bireyin olduğu en az bir kişi mutlaka çıkmıştır.  Bizde ISUBÜ olarak özellikle birinci sınıf öğrencilerine bu konferansları vererek ve rektör hocamıza da teşekkür ediyorum bizim bu programlarımıza ciddi manada destek veriyor. Öğrenciler gelir gelmez kimseyi tanımadan şer çetelerinin eline düşmeden hızlı bir şekilde konferansları yapıp ne kadar çok öğrenciyi uyandırabilirsek bizim için büyük başarı sadece kendi üniversitemiz değil SDÜ ve diğer kamu kurumlarına da semireler veriyoruz. Bağımlılıklarla mücadele sen yoksan biz hep bir eksiğiz onun için hepimiz birbirimize yardımcı olmamız gerekiyor. Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın anlayışında olmamamız gerekiyor, benim çocuğumun uzaktan yakında ilgisi olmaz düşüncesinde olmamamız gerekiyor,  kurşun nasıl adres sormuyorsa maalesef bağımlılıklarda adres sormuyor. Burada hepimize görev düşüyor hepimiz bilinçli olmalıyız.

AHMET AYDIN KİMDİR?

Öğretim Görevlisi  Ahmet Aydın Konya Bozkır Karabayır Köyü doğumluyum. İlkokulu ve ortaokulu Konya’da, Liseyi Isparta’da tamamladım. Üniversiteyi Erzurum Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümü mezunuyum. 24 yıl özel sektörde, 14 yıl dershanecilik, 10 yıl kreş anaokulu işletmeciliği yaptıktan sonra üniversiteye geçtim. 2,5 yıldır önce SDÜ’de Uluborlu Selahattin Karasoy Meslek Yüksekokulu'nda Öğretim Görevlisi olarak Evde Hasta Bakımı, Yaşlı Bakımı  Bölümü'nde göreve başladım. 18 Mayıs 2018 yılında SDÜ’nün bölünmesiyle bizim kadromuz Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi'nde kaldı ve Rektör hocanın atanmasından sonra Rektör Hocamızın uygun görmesiyle 18 Eylül 2018 tarihinden itibaren Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Rektörlüğü Özel Kalem Müdürlüğü görevini yapmaktayım. Aynı zamanda Yeşilay Derneği üyesiyim bağımlılıklarla ilgili öncelikle il merkezi ve  ilçelerdeki tüm kamu kurumlarında ve okullarda konferanslar veriyorum.      

*HABER MERKEZİ

Bu haber 1472 kez okunmuştur.
  Yükleniyor...